Anasayfaya Git
İLETİŞİM
Bize iletişim bilgilerimiz ile ulaşabilirsiniz
Bolu / Merkez
Van Maceram (Yazı dizisi - 1)
Van Maceram (Yazı dizisi - 1)

2004-2006 yılları arasında mecburi olarak görev yaptığım Van’a ilk gidişim, orada yaşadıklarım, deneyimlerim, o bölgenin insanı hakkında yanlış bilinen doğrular ve gerçekleri bir yazı dizisi halinde kendi çapımda yazmaya karar verdim… O zaman buyurun Van macerama kısa bir giriş yapalım;

Yıl 2004. Aylardan Temmuz. Ankara’nın doğusuna 30 yıldır geçmeyen ben, görev görevdir dediler ve Van/Saray ilçesine gönderiliverdim. Aslında Van’ı ben tercih etmiştim ama küçük bir ilçesine gidebileceğim aklıma gelmemiş, belki de kendimi buna inandırmıştım. Ankara’dan tam 1284 Km uzağa gitmek, hiç bilmediğin bir kültürün, bu yaşa gelene kadar önyargılı insanlar tarafından dolduruşa gele gele önyargılı olduğum insanların, sadece siyasi tartışmalardan kulak misafiri olduğum “Kürtçe” konuşanların yani kendi kültürüme, dilime uzak ayrı bir gezegenin içinde bulmuştum kendimi.

Van’da ilk günüm: Havaalanından merkeze o zamanlar belediye otobüsü falan yok. Paşa paşa taksiye biniyorsun, ilçe minibüslerinin olduğu yere kadar gidiyor ve bir uçak bileti parası kadar parayı toplamda 10 km mesafe için bayılıyorsun. İlçe minibüslerinin olduğu yere inmişim elimde iki koca valiz “lan ben nereye düştüm” demeye başlamışım. Soruyorum; Saray ilçesine nasıl gidebilirim? Günde iki minibüs kalkarmış. Ama şu var ki sabah merkeze dolu gelen minibüs aynı yolcuları akşam toplayıp gidiyor. Rica minnet öğleden sonraki minibüs için yerimi ayırtmışım. Ama minibüsün kalkmasına daha 5 saat var. Mübarek Ramazan Ay’ı. E uzaktan geliyoruz seferi sayılırız demişiz orucumuzu borçlanmışız. Madem oruç yok ve 5 saatlik bir sürem var, büyük valizlerimi hiç bilmediğim ve güvenemediğim(!) insanların içine öylece bırakıp, eşek yükü ağırlığında sırt çantamı alıp sora sora Van Merkez’e yol alıyorum. Açık bir lokanta göreyim aç karnımı doyurayım diye baya dolaşıyorum. Lokanta olmadığından değil, Ramazan dolayısıyla kapalı olduklarından! Sonra daha merkezi bir yere geliyorum ki, Batı’nın herhangi bir ilinin caddelerini aratmıyor. Hani kafamda öyle bir Van var ki, bu cadde bana o anda Paris Şanzelize caddesi gibi gelmiş. E medeniyet denilen şeye yaklaştıkça, lokantalar, kafeler de doğal olarak açık. Ama açık olan yerlerde aman aman dolu değil. Tabeladan adını unuttuğum bir lokanta görüyorum, ama camlar gelişi güzel şekilde şallarla kapatılmış. E malum Ramazan Ay’ı, ama oruç tutana fazlasıyla saygı var. Hal böyle olunca utana sıkıla giriyorum lokantaya ve gurbette ilk yemeğimi yiyorum.

4 Eylül 2022
Adres
Bolu / Merkez
img